Diyarbakır Escort ’ın tarihi sokaklarından biri olan Dağkapı’da, eski taş binalardan birinde Sevgi Yurdu adında bir çocuk yuvası vardı. Bu yuvada, ailelerini kaybetmiş ya da ailelerinden koparılmış çocuklar barınıyordu. Ancak dışarıdan sıcak bir yuva gibi görünen bu bina, içeride yaşanan sessiz çığlıkları saklıyordu.
Yuvanın müdürü Adil Bey, saygıdeğer bir adam olarak tanınırdı. Şehrin ileri gelenleri onunla gurur duyar, yuvaya yaptığı “fedakârlıkları” övgüyle anlatırlardı. Ama kimse Adil Bey’in yuvada neler çevirdiğini, çocuklara nasıl davrandığını bilmiyordu.
12 Yaşındaki Zilan

Zilan, yuvada büyüyen çocuklardan biriydi. 12 yaşında olmasına rağmen yaşından büyük bir olgunluğu vardı. Annesini küçük yaşta kaybetmiş, babası da onları terk etmişti. Zilan, yuva çocuklarının ablası gibiydi; her zaman diğerlerini korur, cesurca davranırdı. Ama o bile yuvada olup bitenlere karşı çaresiz hissediyordu.
Adil Bey ve bazı çalışanlar, bağış adı altında Diyarbakır eskort gelen yiyecek ve kıyafetleri çocuklardan saklar, bunları ya satıp para kazanır ya da kendileri kullanırdı. Çocuklara kalanlar ise bayat ekmekler ve eski, yıpranmış giysiler olurdu. Ancak bu yalnızca buzdağının görünen kısmıydı.
Adil Bey’in korkutucu öfkesini bilen çocuklar, hata yapmaktan ölesiye korkarlardı. Kimi zaman azarlamalar, kimi zaman daha ağır cezalar çocukların korkulu rüyasıydı. Özellikle Zilan, küçük kardeşi gibi gördüğü 7 yaşındaki Mehmet’in sürekli ağlamasına dayanamıyordu. Bir gün, Mehmet, gece ağladığı için Adil Bey tarafından karanlık bir depoya kapatılmıştı. Zilan bunu gördüğünde kalbi kırılmıştı ama bir şey yapamıyordu.
Sessiz İsyan
Zilan her gece dua ederdi: “Allah’ım, bize bir yol göster. Buradan kurtulalım.” Ama bir gün, bir cesaret tohumuyla uyandı. Artık sessiz kalmayacaktı. Olanları dış dünyaya anlatmalıydı. Ama nasıl? Yuva kapısının dışına çıkmalarına izin yoktu.
Bir gün, yuvayı ziyarete gelen bir bağışçının çantasına küçük bir kâğıt sıkıştırdı. Üzerine şunları yazmıştı:
“Biz burada çok kötü şeyler yaşıyoruz. Yardım edin. Lütfen bir daha gelin ve bizi kurtarın.”
Bağışçı, Zilan’ın kâğıdını fark ettiğinde çok şaşırdı ama ciddiye aldı. Bu, bir çocuğun yardım çığlığıydı. Derhal bir sosyal hizmetler çalışanına haber verdi.
Hesaplaşma Günü
Bir hafta sonra, yuvaya polisler ve sosyal hizmet uzmanları geldi. Adil Bey’in şaşkınlık içinde olduğu o gün, yuva çalışanları sorguya çekildi. Çocuklar başlangıçta korkup konuşmak istemediler. Ancak Zilan, elini kaldırıp cesurca konuşmaya başladı:
“Burada bize kötü davranıyorlar. Bize gelen yiyecekleri saklıyorlar, kardeşim Mehmet’i de karanlık depoya kilitliyorlar!”
Zilan’ın cesareti diğer çocuklara da güç verdi ve hepsi yaşadıklarını anlatmaya başladı. Sosyal hizmet uzmanları, çocukları hızla güvenli yerlere tahliye etti. Adil Bey ise tutuklandı ve hakkında soruşturma başlatıldı.
Yeni Bir Başlangıç
Zilan ve diğer çocuklar, daha güvenli bir ortamda yeni bir hayata başladı. Zilan’ın cesareti sayesinde, o yuvada gizlenen tüm karanlık gün yüzüne çıkmıştı. Artık kimse oradaki çocukların istismar edildiği bir yuva olduğunu unutmayacaktı.
Zilan bir gün Mardin Escort gazetecilere şunları söyledi:
“Bize zarar verenlerden korkmamayı öğrendim. Çünkü eğer susarsak, kötülük hep kazanır.”
O günden sonra Zilan, hem yuvada kalan hem de başka zor durumda olan çocuklara yardım etmek için hayaller kurmaya başladı. Bir gün büyük bir sosyal hizmet uzmanı olmayı hedefliyordu.
Bu hikâye, kötülüğe karşı ses çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu ve bir çocuğun cesaretinin bile büyük değişimler yaratabileceğini vurgular.